27 Temmuz 2011 Çarşamba

Güney Afrika'dan Selam Var!





İşte geldik sonunda buradayız;




Merak edenlere, ailelere, arkadaşlara selamlar öncelikle,






Merak etmeyin sağ salim, iki günlük yolculuk sonrası Güney Afrika'ya vardık. Şu an kalacağımız kamp alanındayız ve bugün buradaki ilk gecemiz. Etraf ormanlarla çevrili, yavru ceylan sürüleri sakin sakin otluyor kampın çevresinde, hatta bugün uzaktan bir zürafa bile gördüm :)
İstanbul Atatürk Havaalanında başlayan ve burada bugün son bulmuş yolculuğumuzu anlatmak gerekir. Zira, gayet eğlenceliydi ve yazacak şeylerim
iz var.






Akşam yedi buçuk sıralarında uçağımız İstanbul'dan havalandı ; yaklaşık dört saatlik bir uçuş Dubai'ye kadar.. TR saatiyle 23.30 gibi oradaydık. Sizin saatinizle 00,30 gibi bir şey.




Buradan reklam yapmış gibi olmak istemeyiz ama “We love Emirates” demek istiyoruz, hatta bağırıyoruz. Nasıl bir ikram hürmet anlatılmaz yaşanır, rahattık keyfimiz yerinde idi ve harika yemekler yedik.













Vedat'ı grubun sosyal manyağı ilan ediyorum. Çünkü her yerde birilerini mutlaka buluyor. Yanındaki Hint’li kadınla uçakta konuşurlarken, arka koltukta oturan amca kulak misafiri olarak konuştuklarına, bizim Güney Afrika'ya gittiğimizi öğrenmiş. Sonra Vedat'la konuşmaya başlamışlar, Amca Durban'da yaşıyormuş neler yapacağımızı neden gittiğimizi sormuş , sonra da bir dolu tavsiye vermiş ülke ile ilgili, hatta ev adresini ve telefon numarasını da vermiş -kim bilir belki onu ziyarete gideriz-



Sonra bir baktık, amca bize bir kutu verdi, içinde muhteşem bir pasta var , muhteşem olduğunu daha sonra yeyince öğreniyoruz tabii, vişneli ve çikolatalı :))



Demiş ki verirken , siz benim ülkem için güzel şeyler yapacaksınız,
Vedat'ın anlattıkları amcayı duygulandırmış olmalı...

Ama amca bunla yetinmemiş olmalı ki daha sonra da bize bir karışık meyve paketi hediye etti, biz bu kadar hediyenin altında ezilip “noluyor yav? “ diye düşünürken dedik ki bari bir nazar boncuğu hediye edelim biz de ..Verdik ama cübbeli sakallı amcanın pek batıl inançları olduğunu da sanmıyoruz o yüzden çok iyi bir hediye değildi ama elden ne gelir ki yanımızda
başka da bir şey yoktu:S








Uçak iniş yaparken Dubai ile ilgili bilgiler okuyoruz ekrandan , işte genel bilgiler , ne yapılır, neresi görülmeli falan diye.. Açıkçası vize için 70 dolar ödemeye hiç niyetimiz yok çünkü sadece 14 saatimiz var burada, evet aslında havaalanında beklemek için oldukça uzun bir süre ama gece vardığımızı düşününce ertesi sabah kalan vakit için o parayı vermek istemiyoruz hiçbirimiz. Bundan kelli de neresi gezilir ne yapılır kısmına pek takılmıyoruz. Havanın yazın 48 dereceye kadar çıktığının bilgisi en çok ilgimi çeken nokta zira tahayyül bile edemiyorum. Diğer yandan da rahatım nasıl olsa hep havaalanında içeride olacağız ve klimalar var diye…

İnince diyoruz ki acaba bekleme süremiz çok olduğu için Emirates bize konaklama verir mi, yoksa çokça maruz kaldığımız insan haklarına aykırı olan ayrımcılığa yine uğrar mıyız? Yani “Business Class” uçanlara var da konaklama ”economy“ uçanlara yok! Biz yine de şansımızı deneyelim diye müşteri hizmetleri masasına en şirin halimizle gidiyoruz ve konaklama imkânımız olup olmadığını soruyoruz. Çalışan arkadaş önce bizi bir güzel tersliyor; diyor ki bunlar? gelmeden önce öğrenmemiz gerekmez miydi, bilete ne dahil ne değil bilmeniz gerekirdi... Benden hiç beklenmeyen bir sakinlikte ve şirin bir halde- ne de olsa işin ucunda beyaz çarşaflı yatak var sabaha kadar demir koltuklarda oturmak yerine - çok haklı olduğunu ama biletleri bizim almadığımızı, Avrupa Komisyonu tarafından desteklene bir proje için gittiğimizi falan söylüyorum. Araya Avrupa Komisyonu lafını da şıkıştırıyorum ki belki etkili olur..
Başta bizi tersleyen adam İstanbul’dan geldiğimizi öğrendiğinde birden yumuşuyor, bunun sebebini de sonradan öğreniyoruz, şöyle ki elemanın babaannesi İstanbul’dan dedesi de Van'dan Suriye'ye göç etmişler. Şam'da doğmuş şimdi de Dubai'de yaşıyormuş.
Sonra Türkiye hakkında sorular sormaya ve daha iyi davranmaya başlıyor, bize ücretsiz vize , otelde konaklama ve yemek fişleri sağladı, ama biz hala bunun Emirates'in tüm yolcularına sağladığı bir hizmet mi yoksa onun bize kıyağı mı bilmiyoruz:)







Bize her şeyi her ayrıntısıyla anlatıp tüm sorularımızı cevaplayarak bizi uğurluyor. Biz ayrılırken “We love Emirates” diye bağırıyoruz onlar da “We love Turkey” diyorlar:))





İşlemleri hallettikten sonra elemanla tekrar karşılaşıyoruz, bize email adresini veriyor ve Vedat ve Tahsin’le fotoğraf çekiliyor. Bir sorunda mail atmamızı salık vererekten gülümsüyor... Havaalanından yani klimalı ortamdan dışarı çıkarıyoruz...


Sonra ne mi oldu? Bir sonraki yazıyı bekleyin :))

Büşra Güder


Güney Afrika, 22 Temmuz 2011

5 yorum:

  1. Çoook Heyecanla okudum. Devamını merak ediyorum..:)) H.J

    YanıtlaSil
  2. hahah çok eğlenceli imiş bende bekliyorum..

    YanıtlaSil
  3. 48 derecelik sıcakta nasıl çalışıyorsunuz arkadaşlar:) hemen klima gönderelim :p

    YanıtlaSil
  4. Umarım fedakarlıklara değer..

    YanıtlaSil
  5. Devamını dört göz ile bekliyoruz...
    Düdük Makarnası :)

    YanıtlaSil