Tüm gönüllü arkadaşlara selamlar,
Oraya ilk gittiğim gün Orfeas’ın ofisine gittim ve şok oldum. Sadece 2 masayla bu kadar iş yapmalarına şaşırmıştım. Evlere yerleştikten sonra artık şehri gezmeye başlamıştım. Şehir küçük ve sakindi. Şehrin bir ucundan diğer ucu yaklaşık 1 saat sürüyordu yürüyüş mesafemle.
Benim huyumdur her gittiğim yerde yerelde ki insanlar ile kaynaşırım. Bir gün denizde arkadaşlarım ile yüzerken bir kadın geldi yanımıza. Kadın bizi Türkçe konuşurken duyduğunu ve o yüzden yanımıza geldiğini söyledi. İsmi Eve olan yaşlı teyzenin bizimle Türkçe konuşması beni merak ettirdi ve hikâyesini sordum. Eve teyze İstanbul’da doğmuş Rum ailenin kızıymış. Yaklaşık 15-16 sene İstanbul’da yaşamış ve sonra acı bir durum ile Atina’ya göçmüşler. O zamanlarda mübadele gerçekleşen iki ülke arasında 48 saatte evlerini boşaltmaları gerektiğini ve Atina’ya gitmeleri gerektiği söylenmiş. Gerçekten büyük acılar çekmiş olan Eve teyzenin de bir de Vassilis adında eşi var. Amca dediğim Vassilis amca sürekli beni oğlum diye çağırırdı. Fanis adında çocukları vardı. Ona da her zaman Fanis abi derdim. Bethowen adlı bir de köpekleri vardı. Ailenin arasında büyük önemi olan Bethowen baya yaşlı bir köpekti. Yunan ailem olan bu aile ile gerçekten çok iyi vakitler geçirdik bu konuya tekrar döneceğim. :)
Gitmişken gezmekte lazım değil mi? :) Nafplio diye sahili güzel olan bir şehre gitmeye karar verdik. Otobüs ile önce Corinth’e oradanda Nafplio’ya geçtik. Önce şehri gezelim sonra da sahile geçeriz dedik. Mersin’de bulunan kız kalesine benzer bir yere tekne ile geçtik ve orada biraz vakit geçirdik. Sahil’e gittiğimizde müthiş bir kalabalık genç görüntüsü gördük. Yüzüp serinledikten sonra akşam oldu ve orada yatmaya karar verdik. Şezlongda sabahladığımız sahilde gece hava serindi. Sabah olduğunda geri Xylokastro’ya dönmek için yola çıktık. Şehre döndüğümüzde dinlendikten sonra tekrar Yunan ailemizin yanına sahile gittik. Çoğu sohbetlerimizde Eve teyzemin ağlamasıyla duygulanmışımdır.
Diğer AGH gönüllülerinden de bahsetmek lazım. Ecomusic projesinin çevre kısmında toplamda 15 gönüllü vardı. O şehirde toplamda diğer projelerde dâhil 35-40 kişi AGH gönüllüsü idi. Onlarla da baya kaynaşmıştık. Çeşitli eğlenceler düzenlemiştik. Gönüllük günümüzde bir gün belediyenin yaptığı festivalimsi bir etkinlikte görev aldım. Araç ile şehirdeki bütün çöp kovalarını yeniledik ve akşamına da alanın düzenlenmesine yardımcı olduk. İsmini hatırlamadığım bir adam ile çalışırken bana Türkiye ile sorunlar yaşandığını ama o sorunlar sadece politikacılar arasında olduğunu söyledi. Halk arasında hiçbir sorun olmadığını ve halkın birbirini çok sevdiğini söyledi. Adam gerçekten haklıydı. İnsanlar birbirlerini çok seviyor. Orada hiçbir sorunla karşılaşmadım. Herkes bizlere karşı çok iyiydi.
Artık sonlara yaklaşmıştık. Geri dönmek için hazırlanıyorduk. Son gece Eve teyzeler bize veda partisi düzenlediler. Gerçekten güzel ve değişik yemekler yapmışlardı. O gün insan sevgisinin ve aile öneminin değerini bir kez daha anladım. Son olarak bir yere giderken kesinlikle gideceğiniz yerin insanları için ön yargılı olmayınız!
M.Ayhan ESMEK
Gaziantep Gençlik ve Kültür Evi / DerneğiHalkla İlişkiler ve Basın-Yayın-Tanıtım Koordinatörü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder