11 Mart 2012 Pazar

Aykut-Yunus Kuzenlerle Romanya Hatırası



    Pazar günlerinize yeni bir alışkanlık eklemeye hazır mısınız?

Bundan böyle her ayın ilk Pazar günü upuzun kahvaltı keyiflerinize, gazete film ve kahve alışkanlığınıza “TREX EVS ile Pazar Keyfi”ni de ekleyin. Bu Pazar Keyfi sizleri hayallere düşürecek, planlar yaptırtacak ve en önemlisi sizleri eyleme geçirtecek.”

Nereden çıktı şimdi bu diyenler için hemen anlatalım.Mail kutularımıza, her gün birbirinden farklı sorular düşüyor. Kimi zaman soruların muhatabı biz olmuyoruz. Düşündük ki, soruların muhatabı olanları her neredeyseler bulalım, oturtalım karşımıza tek tek soralım soruların(m)ızı:) Ve ilkiyle sizlere "Merhaba" demekten büyük mutluluk duyuyoruz. 

Röportaj teklifimizi kırmayarak kabul eden Aykut – Yunus kuzenlere teşekkürlerimizi gönderiyoruz. Keyifli bir sohbet oldu bizim için… Umuyoruz ki sizler de beğenir bundan sonraki röportajlarımızı keyifle takip edersiniz.

“Romanya’da "Team for Youth Association" adlı kuruluşta uzun dönem EVS yapan Yunus Kayan, Aykut Gülşen sizler için anlattı: EVS  süreci nasıl başladı, EVS sırasında nelerle karşılaştılar, avantajları, dezavantajları nelerdi ve gelecek gönüllülere tavsiyeleri nelerdir?”



Buyurun devamını hep birlikte okuyalım…


   ·         Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimsiniz, ne yapar ne edersiniz?
Yunus: Ben Yunus Kayan, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği mezunuyum. Okul bittikten sonra askerde nöbetteyken bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Bana hiç para vermeden, gönüllü projelere dâhil olarak Avrupa’da istediğim bir ülkeye gidebileceğimi anlattı. Ben başta inanmadım, ”olur mu öyle şey?” deyip üzerinden geçtim gittim.
 Askerden sonra Japonya’ya dil okuluna gittim. Depremin olduğu sırada oradaydım. Bir panik telaş güneye kaçtık. Daha sonra ailem dönmemi isteyince okulu yarıda bırakıp döndüm.
Dönünce Aykut “EVS” diye bir şey var, çok da güzel acaba biz de mi başvursak?”  deyince nöbette arkadaşımın anlattıkları aklıma geldi ve Aykut’a “Gaziantep’te bu işlerle ilgilenen arkadaşım var görüş, yardımcı olur.”  deyip ben aradan çekildim. Sonra Aykut bir proje bularak EVS yapmaya başladı, ardından ben de Romanya’ya gittim.

Aykut: Adım Aykut Gülşen. Yunus’un kuzeniyim. Yunus’tan iki ay önce Romanya’ya 8 aylık bir proje için gittim. Daha çok Almanya’da EVS yapmak istiyordum, ısrar ettim Almanya olsun diye, hatta bir kuruluş buldum. Koordinatörüyle görüştüm, kendisi Türk’tü. Bana “Tamam, ilanlar çıksın, başvurular açılsın sen aklımdasın, kolaylık sağlayacağım.” dedi. Daha sonra ben gönderen kuruluşla irtibata geçtim Almanya’da kuruluş bulduğumu anlattım. Onlar da “tamam biz ilgilenelim” dediler, üzerinden 3 ay geçti arayan, dönen olmadı. Sonra iletişimde olduğum kuruluşta çalışan kadınla bir daha hiç görüşemedik. Almanya projesinin üzerinden 4-5 ay geçti. Daha sonra bana “Romanya’da proje var gider misin?” dediler, oturmaktan çok sıkılmıştım. Ben de olur, neresi olursa olsun giderim dedim. Zaten ya Romanya’ya gidecektim ya çalışacaktım.  Romanya’ya gitmeyi tercih ettim.

  •   Merak ettiğimiz ilk soru aslında şu: AGH’yi nereden duydunuz, nasıl böyle bir serüvene girdiniz? Nasıl başladı AGH yolculuğunuz?
Aykut: Ben iki yıl kadar bir yerde çalışmıştım. Sonra işten çıktım, internetten yurtdışına gitmenin yollarını araştırıyordum. Her türlü olanakları gözden geçirdim. Ya okuyarak gidecektim, ya da kendi imkânlarımı kullanarak bir şeyler yapacaktım.  Araştırma sırasında AGH ile karşılaştırdım. Daha ayrıntılı araştırmaya başladım. AGH yapanlarla konuştum. Gidip gelenlerin çok güzel paylaşımlarda bulunduğunu gördüm. Sonra kuzenime anlattım. “Benim askerlik arkadaşım, Antep’te ki kuruluşun başkanı telefon numarasını vereyim sen ara konuş.”dedi. Ben aradım bu kuruluşu benimle çok ilgilendiler, birkaç defa G.Antep’e gittim, projeden önce iki gün boyunca dernekte ayrılış öncesi eğitimi verdiler. O zamanlar Burak Baydar dernek koordinatörüydü, şimdi derneğin başkanı oldu sağ olsun çok yardımcı oldu bize.
  • Almanya ile görüştüğün sırada İzmir’de gönderici kuruluşun var mıydı?
Aykut: Beni Romanya’ya gönderen gönderici kuruluşum Gaziantep Gençlik ve Kültür Derneğiydi. İlk önce İzmir’de Bornova Belediyesi’ne gittim, “ben AGH’yi araştırdım, bir projeye gitmek istiyorum” dedim onlar da bana bir kart verdiler, araştır bak gel diye. Ama ben zaten araştırmıştım, neyin ne olduğunu biliyordum. Gidenlerin yorumlarını okuyor, forumları takip ediyordum. Açıkçası benimle pek ilgilenmediler. Sonra G.Antep’teki kuruluşla bağlantıya geçtim onlar daha çok ilgilendiler. Romanya’daki projeyi de onlar bulmuştu bana. “Proje var Romanya’da gider misin?” dediler. Ben de tamam giderim dedim. İyi ki gitmişim Romanya’ya.

  •  Yunus, Aykut bir nevi seni AGH’nin içine çekmiş, AGH yapmak gibi bir planın var mıydı daha önceden?
Aykut: Evet, öyle oldu gibi, Ben gittim, “EVS çok harika bir şey düşünürsen sen de gel” dedim. Sonra Yunus başvurdu, onu da kabul ettiler.
Yunus: Tesadüf oldu gerçekten, ben şu şehir olsun demedim. Neresi olursa giderim dedim. Şehir ve organizasyon tamamen aynı olması tesadüf oldu bizim için.
  • Projenizden bahseder misiniz bize? Çalışma koşullarınız nasıldı?
Aykut: Benim projemin hedef kitlesi çocuklardı, haftada iki gün yetimhaneye gidiyordum. Onun dışında genel de ofisteydik. 11.00 -17.00 arası ofiste etkinliklere katılıyorduk. Küçük bir şehir olmasına rağmen çok fazla sosyal aktivite oluyordu. Sokakta bisiklet turu, halkı bilinçlendirmeye yönelik etkinlikler… 150 bin nüfuslu bir şehirde yaşıyorduk. Toplum çok bilinçliydi ve halkı bilinçlendirmek için çok aktif çalışıyorlardı ve ben aynı aktifliği İzmir’de hiç görmedim.
Yunus: Çok fazla gençlik derneği vardı. Sürekli aktivite yapıyorlardı. Yaşadığımız şehir olan, Baia Mare şehri son derece etkindi.
  •   Gönüllüler ne gibi faaliyetler gerçekleştiriyordu. Derneğin faaliyet alanı neydi?
Gençlik aktiviteleri yapıyorlardı. Aslında birçok kitleye ulaşmaya çalışıyorlardı ve yereldeki insanlarda gönüllülük yapmaya geliyordu.  Bize hatta Romence dersini birebir yerelde yaşayan arkadaşlarımız veriyordu.
  •  Peki, tamam her şey çok güzel. EVS harika bir şey! Hiç mi zorluklarla karşılaşmadınız? Bize biraz EVS’in görünmeyen yüzünü de anlatır mısınız?
 Aykut: Başta çok heyecanlı ve endişeliydim. Oraya gidince çok sıcak karşılandım. Ev sahibi kuruluşumuz mükemmeldi. Gittiğimiz eğitimlerde de bunu gördük zaten, varış sonrası eğitimi (on-arrival), ara değerlendirme toplantısı (mid-term) gibi. Diğer ülkelerden Romanya’da başka kuruluşlara gelen gönüllüler kendi projelerinden çok dert yanıyordu. Kimisinin mutfağı yok, bazısının tuvaleti evinin dışında, sıcak su yok, internet sorun. Onların anlattıklarını dinleyince biz kendimizi cennette hissettik J
Yunus: Bu gönüllüler başka şehirlerden geliyorlardı. Gönüllü, “mentorumu bile tanımıyorum.” diyordu ya da mentorları ile ortak dil sıkıntısı yaşamaktaydılar. Bizim kuruluş bu açılardan çok iyiydi.
Biz bunları duyunca düşündük ki: Evimiz var, bir dediğimizi iki etmiyorlar. Bir sorun olduğunda söylüyoruz hemen halletmeye çalışıyorlar. Zaten derneğin 3 idari işler sorumlusu vardı ve bu kişiler ile ilişkilerimiz çok iyiydi.  Diğer gönüllülerle karşılaştırınca ne kadar şanslı olduğumuzu düşündük.
Aykut: Hatta son gün ayrılacağız artık, kur farkından dolayı kalan paramızın farkını bile verdiler.
  • Dil öğrenebildiniz mi?
Aykut: Benim İngilizcem berbattı, hiç bir şey anlamıyordum, konuşamıyordum. Hatta varış sonrası eğitiminde elimde sözlük, eğitmen ne derse açıp bakıyordum. Yanımda benden daha beter bir arkadaş daha vardı, kendisi Çorum’dandı. Benim İngilizcem daha iyi, anlatayım diye benim yanıma vermişlerdi onun çevirilerini de ben yapıyordum anlayım mı anlatayım mı derken zorlandım fakat İngilizceyi bir iki ayda hallettim. Romence’m de şu an başlangıç düzeyinde. Derdimi anlatabiliyorum, sokağa çıktığımda “o nerde bu nerde nasıl gidebilirim, şunu bunu istiyorum “ diyebiliyorum ve hala yapabiliyorum. Şimdi internet üzerinden arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyorum.
Yunus: Aykut’taki değişimi ben de fark ettim. İngilizcesi gerçekten çok iyi gelişti. Benim zaten çok iyiydi ama Aykut son zamanlarda herkesle çok iyi iletişime geçebiliyordu. Tamam, kompozisyon yazamaz belki ama konuşması çok rahatlamıştı.
  •  Sosyal hayat ve aktiviteleriniz nasıldı, seyahat edebildiniz mi, nereleri gezebildiniz?
Yunus: Romanya,  Schengen ülkesi olmadığı için başka ülkelere gidemedik ama ülke içinde çok fazla gezdik, 8 saatlik bir otostop anımız bile var. 4 kişi yola çıktık,  farklı farklı araçlarla gidip, gideceğimiz yerde buluştuk.
Aykut:  Romanya’da otostop ile seyahat etmek çok yaygın. 7’sinden 70’ine herkes otostop çekerek ulaşıyor gideceği yere.
  •  Diğer ülkelerden gönüllülerle bir arada yaşamak sizin için ne kadar avantajlı oldu?
Yunus: O benim için çok avantajlı oldu. İtalyan, Fransız, Makedon, Litvanyalı ve ben 5 kişi yaşadık. Hepsi birbirinden farklıydı. İtalyan çok garip birisiydi, Litvanyalı çok soğukkanlıydı, Makedonyalı çok cana yakındı, birbirimizi çok seviyorduk. Makedonya’da Türkleri çok severlermiş. Yunanistan’la ilgili bir muhabbet açıldığında ve Yunanistanı ve Yunanları biraz yerdiğin zaman, hemen kardeş gibi oluyorsun Makedonlarla.
“ EVS Fest” düzenlendi ve herkes kendi ülkesinin yemeklerini yaptı. Biz köfte, ayran ve irmik helvası yaptık. Çok beğendiler ve ilk bizim yemekleri bitirdiler. Diğer gönüllü arkadaşlara Türk gecesi yaptık, Aykut proje sırasında bir kere Türkiye’ye gitti geldi. Gelirken rakı getirmiş, kısır yaptık, çiğköfteler yaptık. Gönüllülerden biri,  çok kaçırmış çiğköfteyi, ertesi gün çok fena oldu, acı dokundu sanırım, hastaneye kaldırdık, birkaç saat orada kaldı ama hastane çıkışı bile, hala yemeklerimizin tadından bahsediyordu…
  •  AGH hayatınızı nasıl değiştirdi, öncesi sonrası diye değerlendirdiğinizde nelerle karşılaşıyorsunuz?
Yunus: Ohh çok zor bir soru oldu bu :)
Aykut: Türk aile yapısında gençleri şöyle yetiştiriyorlar, “Bir yere gitme, otur oturduğun yerde Ankara’ya gitsen aman ne yapacaksın orada, nerede kalacaksın.” Avrupa da öyle bir yetiştirilme tarzı yok, gençler alıyor çantasını istediği yere gidiyor. Korku yok. Hatta otostopla Polonya’dan Romanya’ya gidip gelenler var. Başka bir örnek, parkta oynayan çocuk, düşüyor, annesi kaldırmıyor, kendisi kalksın ayaklarının üzerinde dursun diyor. Bu aradaki farkı anlamamı sağlayan en önemli etken EVS’tir.
·         Yunus, sen Japonya’ya da gitmişsin? Senin için nasıl bir tecrübe Türkiye Japonya Romanya arasında bir bağ kurmak?
Yunus: Japonya’da deprem olduğu sırada ben dil okulundaydım son iki haftam kalmıştı, okulumu bitireceğim, sınava gireceğim, diplomamı alacağım geri döneceğim. İşte bu deprem bir patladı, okul, diploma her şey yalan oldu. Arkadaşımla daha güneye gittik, radyasyondan kaçmak için. Romanya’dayken okuluma mesaj attım ben gelsem, sertifikamı alsam olur mu diye, onlar da tamam gel deyince sertifikamı alıp geri döndüm. Sonra Romanya’da Japonca derslerine başladım, yerelde yaşayan halka Japonca dersi verdim hafta da iki kere. Edindiğim tecrübeyi böylelikle bir araya getirmiş oldum.
  •  Gelecek EVS gönüllülerine Tavsiyeleriniz neler?
Aykut: Hayatımın en güzel zamanlarını geçirdim EVS ile. Herkese tavsiye ederim. Ama gitmeden önce gidecekleri yerleri çok iyi araştırsınlar, kuruluş en önemli etken. Ülke diye tutturmaya gerek yok bence. Almanya’ya, İtalya’ya gideceğiz diye ısrarcı davranıp o ülkenin ücra bölgelerinde hizmetlerini yapabilirler…
Yunus: “Romanya ‘mı offf Romanya da neymiş Çingene onlar…”diye önyargı ile yaklaşmamaları gerekir. Küçümsenmeyecek bir ülke olduğunu gördük biz orada.
Dezavantajı ise Schengen ülkesi olmadığı için başka ülkeleri gezemedik. Bunu da çok iyi araştırmak gerekir.
  • Bundan sonrası için ne planlıyorsunuz?
Aykut: Benim planım bir şekilde Romanya’ya geri dönmek. Çünkü şunu fark ettim; Romanya’da ticareti çok iyi bilmiyorlar rekabet yok, saat 5’ten sonra her yeri kapatıyorlar, servis çok kötü, sizle hiç kimse ilgilenmiyor, sipariş alsın diye yarım saat bekliyorsun. Romanya’da gıda sektöründe ticaret yapmayı düşünüyorum. Pastane, simit sarayı tarzında olabilir. Ya da yüksek lisans aracılığıyla gideceğim. 5000 € veren herkes orada bir okula giriyor. Hedef RomanyaJ
Yunus: Ben Romanya’ya gitmeden önce Japonya’ya gittiğimde Türkiye’yi beğenmeme başladım. Şaka bir yana benim farklı bir Japon kültürüne ilgim vardı. Şimdi hayalim Japonya’da yaşamak, oraya gidip orada yaşamanın hayalini kuruyorum. Arkadaşlarımla hala görüşüyorum. Bu hayalim gerçekleşinceye kadar gençlik çalışmalarına, proje yazılımlarına yoğunlaştım.

Bu paha biçilmez deneyim, hayatımın geri kalanı için bana çok farklı bakış açıları kazandırırken, birçok farklı kapıyı açmak ya da zorlamak için bana büyük bir cesaret verdi. Tüm gençlere şiddetle tavsiye eder, bu zor yolda kolaylıklar dileriz :)"

Sizlere bu röportajı hazırlarken her aşamasında desteklerini esirgemeyen Ergün Issız’a da sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz... 




4 yorum:

  1. peki romanya'da nerede kaldınız?kalacak yeri nasıl ayarladınız?bu konuda da bilgi verirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. host organizasyonumuzun, gelen gönüllüler için tuttuğu 3 tane apartman dairesi vardı. gönüllüler gelmeden önce, hangi evde hangi odada kalacagını ayarlıyorlardı. gönüllüyü havaalanında karşılayıp kalacagı yere götürüp yerleştiriyorlardı. ben büyük bir evde farklı ülkelerden 4 kişiyle kaldım, kendime ait odam vardı. aykut da diğer evlerden birinde kendine ait odasında kaldı. aynı ülkeden olanları farklı evlere yerleştirmeye özen gösterdiler.

      Sil
  2. Ben gitmeden önce kuruluşta çalışanlarla irtibata geçip kalacak yerler hakkında bilgi aldım. Sıcak su, internet hatta kimlerle kalacağım konusunda kafama takılan sorular vardı. Hepsini ev sahibi kuruluştaki arkadaşlara sordum. Gittiğimde verilen sözlerin hepsi tutulmuştu. Ev 2 oda 1 salon kombi, internet herşey vardı. Ufak tefek eksiklerde ev sahibi kuruluşa söylediğimizde ya kendileri karşıladılar yada bizim seçimimize bırakarak sonradan parasını verdiler. Gitmeyi düşünen arkadaşlara tavsiyem gitmeden önce gideceği yeri, ev sahibi kuruluşu, kalınacak yeri iyi araştırsınlar. Mümkünse ev sahibi kuruluştaki kişilerle iletişime geçip bilgi alsınlar hatta orada gönüllülük yapan veya yapmış kişilerle irtibata geçebilirlerse çok daha iyi olur. Kafanızda şu olabilir; ben nasılsa Almanya,İtalya,İspanya vb. bir ülkeye gideceğim bir problem olmaz diye düşünmeyin. Şehir merkezinden uzak bir yerde kalabilirsiniz. Ulaşım, istediğinizi bulma( yiyecek, içecek gibi) gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. En iyisi gitmeden önce kalacağınız yeri iyi araştırmak ki sonradan üzülmeyesiniz...

    YanıtlaSil
  3. Vize sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?

    YanıtlaSil