Romanya… Avrupa’daki en büyük azınlık gruplarındanRomanlar’ın
en yoğun bulunduğu ülkelerden biri olarak
yer etti zihnimde hep. Proje dolayısıyla ülkenin Transilvanya bölgesine
yaptığım ziyaretten sonra ise bölgede %90 oranındaki nüfuslarıyla Romanya’da
azınlık konumunda olan Macarlar’ı dinleme şansı yakaladım. Tıpkı azınlıkların
var oluş mücadelesi verdiği diğer tüm ülkeler gibi, tüm güzelliğine ve
dinginliğine karşın insanların ait oldukları
değerleri koruma telaşıyla huzursuz bir yaşam sürdükleri bir yer burası. Atina
Demokrasisi’ninfarklılıkları muhafaza
ederek var olmaya devam edebildiği gerçeğini göz önüne alırsak, demokrasi
projelerinin bu sancılı ülkelerde hayata geçirilmesinin önemi de ortada. Bu
yüzden bu projede değerli bir şey yaptığımızdan emindim ve Romanya’da
geçirdiğim 1 hafta benim için çok anlamlıydı.
İrem Nur Yıldız
Giderken bu kadar küçük bir yerde proje nasıl olucak diye
tereddütünüz varsa atın bir kenara! Şehirleri küçük kalpleri kocaman insanlar
var orada.Adeta kendinizi Macaristan'da hissedebilir, size benzeyen taraflarını
görebilirsiniz, Osmanlı efsanelerini dinleyebilir ve günümüz dünyasında orada
doğal yaşam ile iç içe nasıl mutlu olduklarını gülümsemelerinden
anlayabilirsiniz.Peki ya yaşanmışlıklar ? Hadi gelin :)
Caner Pabuççu
Bu proje için inanılmaz heyecanlıydım. Ne de olsa
Transilvanya’daydı ve bu etrafta çok fazla Macar demekti. J
Fakat öteki katılımcıların EVS gönüllüleri olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu
ki bu konuda da hiç şikayetim yok.
Bükreş’te
geçirdiğim iki gün sonrasında Odorhei’ e vardığım andan itibaren ağzım
kulaklarımdaydı. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı, küçücük, sıcacık bir
şehir. İnsanları ise tek kelimeyle sevilesi. E bir de muhteşem yerel biraları,
şarap ve palinkalarından bahsetmeden geçersem ayıp olur tabi!
Şehirde
dikkatimi çeken şeylerden biri, hiç toplu taşıma aracı ve trafik ışığı
bulunmaması. Zaten çok fazla motorlu taşıt olduğu da söylenemez. İnsanlar bir
yere giderken yürümeyi veya bisiklete binmeyi tercih ediyorlar ve herkes
birbirine karşı (olması gerektiği gibi) oldukça saygılı. Dikkatimi özellikle
çeken diğer konu da şehirdeki yeşil alanların korunmasına özen gösterilmesi. Leylak
ağaçları ve laleler kafanızı çevirdiğiniz her yerde gözünüze çarpabilir. Ve
tabi ki adım başı küçük, tatlı bir bebek! J
Proje bitimi, benim için inanılmaz derecede zor ve
hüzünlüydü. Hayatım boyunca hatırlarken gülümseyeceğim, tadı damağımda anılarla
ayrıldım Udvarhely’den ve umarım bir gün tekrar yolum düşer bu güzel şehre.
Yakın arkadaşlık kurma fırsatı bulduğum
eğlenceli mi eğlenceli proje katılımcıları, şehirde tanıştığım muhteşem
insanlar; konakladığımız pansiyonun sahibi, şirin mi şirin, her bir şeyimize
gocunmadan koşuşturan harika kadın; artık ev gibi hissetmeye başladığımız, o
her gün yemek yediğimiz tatlı restoran ve sevimli mi sevimli çalışanları; en
önemlisi de bu harika projede yer almamı sağladıkları için organizasyon ekibi
Tünde, Orsi ve Gabika’ya sonsuz teşekkürlerimle.. Kalbim Udvarhely’de kaldı! J
İnci Batman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder