14 Aralık 2014 Pazar

Vote for Diversity -IV-

Romanya… Avrupa’daki en büyük azınlık gruplarındanRomanlar’ın en yoğun bulunduğu ülkelerden biri  olarak yer etti zihnimde hep. Proje dolayısıyla ülkenin Transilvanya bölgesine yaptığım ziyaretten sonra ise bölgede %90 oranındaki nüfuslarıyla Romanya’da azınlık konumunda olan Macarlar’ı dinleme şansı yakaladım. Tıpkı azınlıkların var oluş mücadelesi verdiği diğer tüm ülkeler gibi, tüm güzelliğine ve dinginliğine karşın insanların ait oldukları değerleri koruma telaşıyla huzursuz bir yaşam sürdükleri bir yer burası. Atina Demokrasisi’ninfarklılıkları muhafaza ederek var olmaya devam edebildiği gerçeğini göz önüne alırsak, demokrasi projelerinin bu sancılı ülkelerde hayata geçirilmesinin önemi de ortada. Bu yüzden bu projede değerli bir şey yaptığımızdan emindim ve Romanya’da geçirdiğim 1 hafta benim için çok anlamlıydı.

İrem Nur Yıldız




Giderken bu kadar küçük bir yerde proje nasıl olucak diye tereddütünüz varsa atın bir kenara! Şehirleri küçük kalpleri kocaman insanlar var orada.Adeta kendinizi Macaristan'da hissedebilir, size benzeyen taraflarını görebilirsiniz, Osmanlı efsanelerini dinleyebilir ve günümüz dünyasında orada doğal yaşam ile iç içe nasıl mutlu olduklarını gülümsemelerinden anlayabilirsiniz.Peki ya yaşanmışlıklar ? Hadi gelin :)

Caner Pabuççu

Bu proje için inanılmaz heyecanlıydım. Ne de olsa Transilvanya’daydı ve bu etrafta çok fazla Macar demekti. J Fakat öteki katılımcıların EVS gönüllüleri olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ki bu konuda da hiç şikayetim yok.
            Bükreş’te geçirdiğim iki gün sonrasında Odorhei’ e vardığım andan itibaren ağzım kulaklarımdaydı. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı, küçücük, sıcacık bir şehir. İnsanları ise tek kelimeyle sevilesi. E bir de muhteşem yerel biraları, şarap ve palinkalarından bahsetmeden geçersem ayıp olur tabi! 

            Şehirde dikkatimi çeken şeylerden biri, hiç toplu taşıma aracı ve trafik ışığı bulunmaması. Zaten çok fazla motorlu taşıt olduğu da söylenemez. İnsanlar bir yere giderken yürümeyi veya bisiklete binmeyi tercih ediyorlar ve herkes birbirine karşı (olması gerektiği gibi) oldukça saygılı. Dikkatimi özellikle çeken diğer konu da şehirdeki yeşil alanların korunmasına özen gösterilmesi. Leylak ağaçları ve laleler kafanızı çevirdiğiniz her yerde gözünüze çarpabilir. Ve tabi ki adım başı küçük, tatlı bir bebek! J

Proje bitimi, benim için inanılmaz derecede zor ve hüzünlüydü. Hayatım boyunca hatırlarken gülümseyeceğim, tadı damağımda anılarla ayrıldım Udvarhely’den ve umarım bir gün tekrar yolum düşer bu güzel şehre.

             Yakın arkadaşlık kurma fırsatı bulduğum eğlenceli mi eğlenceli proje katılımcıları, şehirde tanıştığım muhteşem insanlar; konakladığımız pansiyonun sahibi, şirin mi şirin, her bir şeyimize gocunmadan koşuşturan harika kadın; artık ev gibi hissetmeye başladığımız, o her gün yemek yediğimiz tatlı restoran ve sevimli mi sevimli çalışanları; en önemlisi de bu harika projede yer almamı sağladıkları için organizasyon ekibi Tünde, Orsi ve Gabika’ya sonsuz teşekkürlerimle.. Kalbim Udvarhely’de kaldı! J

İnci Batman


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder