9 Aralık 2012 Pazar

bir pazar keyfi röportajı daha;)

Ayşemiz gitti gideli Fransalara pazar keyfi röportajlarımız azaldı sayın okuyucular üzgünüz :/ Ama diğer yandan güzel şeyler de oluyor mesela artık eski gönüllülerle röportaj yapıyormuşsunuz diye bizimle bağlantıya geçen eski gönüllüler var:) Onlardan biri de Sezi Atmaca. Bir arkadaşından duymuş biz de ayrı şehirlerde olduğumuzdan dolayı yüzyüze görüşemedik ama online bir röportaj yaptık kendisi ile... İyi pazarlar efenim;




Trex:  Merhaba Sezi; bize biraz kendinden bahseder misin?

Sezi: 03.08.1987 Ankara doğumluyum. Akdeniz Üniversitesi Muhasabeyi bitirdim. Antalya Dedeman Otelde stajımı yaptım. Daha sonra Anadolu Ünv. İşletme Fakültesinde 4'e tamamlama kararı aldım, şu anda son sınıftayım. Ankara Üniversitesi Tömer Dil kursunu intermediate seviyesinde bitirdim. Gelecek hedeflerim ise; okulum bittikten sonra master ve erasmus yapmak istiyorum.
Kitap okumayı çok severim okuduğum bir kitap sonrası (Şibumi) GO oyunu ile ilgilenmeye başladım, halen tam öğrenebilmiş değilim. Aynı zamanda puzzle, tabu, risk, yüzmek, bisiklete binmek diğer ilgi alanlarım. 
Akdeniz Gençlik Çalışmaları Ekibi üyesiyim, ilk gençlik çalışmaları adına deneyimlerim bu şekilde başladı ve daha sonra internetten Avrupa Gönüllü Hizmetini keşfettim ve bunun benim için harika bir fırsat olacağını düşündüm, 1yıla yakın uğraştım defalarca başvuru yaptım ama hedefim kesindi ; gönüllü hizmetimi Orta Avrupa'da yapmak istiyordum ve sadece gençlik alanında çalışmalar yapan bir projede yer almak istiyordum. Ayrıca bu arada karşıma çıkan ulusal anlamdaki gençlik çalışmalarına da katılarak biraz daha bu konuda kendimi geliştirdim.

Trex: Peki biraz projenden bahsetmek ister misin Sezi? Nerede yaptın,  ne kadar sürdü? hangi konuda calıştın?

Sezi: Projem Macaristan Miskolc’da 5 ay gerçekleşti. Miskolc Macaristan’ın 3. büyük şehri; Slovakya sınırında bir endüstri şehridir. Benim çalıştığım Factory Arena Sport Club, Sosyalist döneme ait fabrikaların olduğu merkezdeydi. 1980 yıllarında 18.000 kadar işçinin çalıştığı bu merkezde şu anda sadece küçük demir ve kağıt fabrikaları ve benim çalıştığım gençlik merkezi yer almaktadır.
Factory Arena,  Miskolc'daki sağlıklı genç nüfusu korumak için (örneğin uyuşturucu, motivasyon eksikliği vb. gibi) spor ve kültürel faaliyetleri gerçekleştiren bir kurumdur. Miskolc’da ki ilk ve tek kapalı paten parkı ve tırmanma merkezine sahip. Aynı zamanda konserler, Factory Festival, çeşitli parti, modern sanat sergileri vb. organizasyonları ve gençler için roller kamp, BMX kamp ve çeşitli yaz kampları düzenledik. Kamplarımız genellikle 1 hafta süre ile  13-17 yaş grupları arası için gerçekleşti . Onların kalacakları yerlerin ayarlanması, temizliği, kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini hazırlanmasında görev aldım. Aynı zamanda haftada 2gün 2şer saat Macarca derslerimiz vardı. Ben ilk geldiğim zaman tek gönüllüydüm, 2 ay sonra diğer gönüllü arkadaşım geldi (Türkiye’den) ve daha sonra 2 İspanyol gönüllü ile birlikte toplamda 4 gönüllü olduk. Aynı zamanda çevredeki okullarda AGH ile ilgili deneyimlerimizi paylaştık, gençlere nasıl AGH deneyimi yaşayabilecekleri konusunda yardımcı olduk. Aynı zamanda festival, parti, sergi ve yarışma zamanlarında organizasyonların düzenlenmesinde destek verdik. Ayrıca varış sonrası eğitim (on arrival training ) ve orta dönem eğitimi (mid term seminar) ile Macaristan'daki diğer gönüllüler ile tanışma onlarla deneyimlerimiz paylaşma, projelerimiz hakkında fikir alış verişi yapma fırsatı bulduk.


Trex: Projen sırasında başka ülkelere ve şehirlere seyahat etme şansı buldun mu?


Sezi: Evet. Macaristan içerisinde cidden çok fazla seyahat etme şansım oldu Budapeşte, Debrecen, Eger, Onga, Horobagy, Tokaj, Hidasnemeti, Balaton Macaristan içerisinde gezdiğim şehirler. İki defa Slovakya’ya gittim Bratislava ve Kosice, Avusturya-Viyana, Çek Cumhuriyeti- Prag, Polonya- Krakov ve Auchwitz’e gitme şansım oldu.



Trex: Peki bu deneyim sende neler değiştirdi?

Sezi: Her şeyden önce kendime olan güvenim bir kat daha arttı. Evs başvuru sürecimde tabii ki bende ilk başvurduğum yerden kabul almadım, çok uğraştım bir çok yere başvurdum, ama inanıyordum ve çok istiyordum. Ve nihayetinde gerçekleşti.
İlk gittiğimde tek gönüllüydüm, herkes çok rahat iletişim kurabileceğim kadar İngilizce bilmiyordu ve hatta ilk haftamda patronumun evinde kaldım aile bireylerinden hiç kimse İngilizce bilmiyordu, ama şunu anladım ki bazen karşınızdakini anlamanız için illa aynı dili konuşmanız gerekmiyor. Daha sonra başka gönüllüler geldi, ben diğer projedeki gönüllüler ile tanıştım, fakat önemli olan bu süreçte karşılaştığım hiç bir zorluk ya da problem yüzünden vazgeçmeyi düşünmedim. Yeni kültürler, yeni diller öğrendim, gerçekten kendi ayaklarımın üstüne bastığımı hissettim. Ve bunu başardıysam başka hedeflerimi de gerçekleştirebilirim diye düşünüyorum artık.




Trex: pekı artık bır ex evs olarak genclere tavsıyelerın var mı?


Sezi: Kesinlikle bu deneyimi yaşamalılar, yani onların yaratıcılıkları için, kendilerini geliştirmeleri, yeni insanlarla tanışmak, yeni diller öğrenmek için EVS  harika bir deneyim ve karşılaştıkları problemlerden korkmamalılar. Eğer bir şeyi istiyorlarsa ise bunun üstüne gitmeliler istemek başarmanın yarısıdır; eğer gerçekten istediklerine inanırlar ise ben de inanıyorum ki sadece EVS ile kalmayıp hayatlarında yeni fırsatlar yaratacak çok fazla deneyim yaşayabilirler


Trex: EVS o deneyimlerin  belki de ilk adımıdır diyebilir miyiz?

Sezi: Kesinlikle, evet. Ayrıca yeni yerler görmek, bol bol seyahat etmek, farklı tarihleri ve coğrafyaları da keşfetmek için de harika bir fırsat ve proje süresince kendi projelerini de oluşturabilirler bu sayede.




Trex: Belki çok klasik bir soru olacak ama EVSin boyunca başına gelen ilginç ya da unutamadığın bir olay var mı?


Sezi: Benim cevabım da belki çok abartılmış gibi olacak ama 5 ay EVS yapmama rağmen o kadar çok unutamadığım ve unutamayacağım harika şeyler yaşadım ki ve harika dostluklar edindim ki.. Örnek vermek gerekirse ilk gittiğim zaman mentorümün hamile olduğunu ve benimle çok ilgilenemeyeceği için değişeceğini öğrendim ve açıkçası biraz endişelendim, çünkü gitmeden önce hep onunla mailleşmiştim bir anda şimdi nereden çıktı bu, neden daha önce söylemediler gibi düşünceler oluştu kafamda, fakat daha sonra beni yeni mentorüm ile tanıştırdılar: Edina! Harika Türkçe konuşabiliyordu ve evinde Kuru kahveci Mehmet Efendi Türk kahveleri vardı, ilk tanıştığımızda mutluluktan gözlerim dolmuştu, kahve içip saatlerce sohbet etmiştik günler sonra ilk kez Türkçe konuşuyordum ve Türk kahvesi içiyordum. Hatta koordinatörüm Roland bana o kadar destek oldu ki ve onunla o kadar köklü bir arkadaşlık başlattık ki hatta geçen hafta Şubat ayında beni ziyaret etmek için uçak biletini aldı bile, ve diğer projedeki gönüllü arkadaşım Olmo; bütün gezilerimizi onunla yaptık, harika şeyler paylaştık. Kısacası 5 ayın her bir günü benim için unutulmazdı :)





Trex: Bizimle paylaştıkların için çok teşekkür ederiz Sezi:)

2 yorum: