Afrika'ya gelmemizin üstünden neredeyse bir ay geçmiş olmasına rağmen neden hala bizim iki günlük yolculuk ve Dubai maceralarımızı okuyoruz diye sorduğunuzu duyar gibiyim;
Maalesef burada internete girmek o kadar kolay değil hele ki fotoğraf ve video yüklemek imkansız dolayisi ile yazılarımızı oldukça geç ve fotoğrafsız size iletmek durumunda kalıyoruz. Gelince telafi edebiliriz umarız.
Sanırsam hikayeyi en son Dubai-Johannesbourg arası uçak yolculuğunda bıraktı idim. Havaalanında bizi Joe karşıladı. Bizden biraz sonra gelecek olan İtalyanları da bekleyip daha sonra Soweto denen bir yere gideceğimizi ve o gece orada bir halk merkezinde kalacağımızı öğrendik. Güney Afrika'da bizi ilk şaşırtan şey trafik yönü; şoförün yanına oturayım derken kendimi şoför koltuğunda buldum. Gelmeden önce TR'dekinin tersine arabalarda şoför koltuğunun sağda olduğunu bilmiyordum.
İlk gece -20 temmuz 2011- Soweto'da bir halk merkezinde kaldık, ertesi sabah yavaştan gelmiş olan katılımcılarla tanışmaya calışıp bir yandan da valizlerimizi taşıyorduk ki artık proje süresince kalacağımız kampa gitme vakti geldi. Kamptan önce Soweto'da birkaç önemli yer ziyaret ettik zira Soweto 1978'de ayaklanmanın başladığı yermiş.
Veee evimizdeyiz tabii ki ilk günden öyle hissetmiyor insan ama birkaç gün sonra varış sonrası eğitim için başka bir şehre gideceğiz ve orada kaldığımız yer sonrası Bosele bizim evimiz olacak ve oraya dönmekten çok mutlu olacağız. Neyse bu konuya sonra tekrar döneceğim.
Evet Bosele Camp; buradaki evimiz. Güney Afrika'nın güney batısında (North West Province) bir ulusal parkın içinde yaşıyoruz: Pilanesberg National Park. Parkın içinde Golden Leopard Resorts adında bir kompleks var , sanırsam içinde de farklı altı kompleks barındırıyor. Kompleks ne demekse artik.
Bosele Children Camp'da bunlardan biri, 21 temmuz'da buraya geldik ve odalarımıza yerleştik. Günlerden Perşembe kampta 6 Türk, 5 Bulgar, 4 İtalyan, 3 Fransız ,1 Estonyalı ve bir de Joe var , Joe kim nereli diye sormayin cok karisik -babasi ingiliz annesi danimarkali ama o 6 yaşından beri İtalya'da yaşıyor- projemizin koordinatörü desek şimdilik yeterli sanırsamJ
Cuma , cumartesi ve pazari buraya alışmakla, birbirimizi tanımaya çalışmakla geçiriyoruz. Etrafi tanımak adına bizleri ekiplere ayırıp hazine avi oynattılar. Hatta Pazar günü -pazar günleri izinliyiz (off day)- bize en yakin yerleşim yeri Mogwaseye'ye (ortalama 4 km kadar uzakta) bile gidip geldik..
Pazartesi kendisi 25 temmuz olur: varış sonrası eğitimimizin başlama tarihi, bize söylendiğine göre Mafikeng isimli şehre gidiyoruz neredeyse 4 saat sürüyor. Umudumuz şehir merkezinde bir yerde kalacak olmak ama şehir merkezinde durmadan yine uzaklara sürünce şoför abi anlıyoruz ki bir hafta daha izole olacagiz Afrika'dan .Bugün bize Afrikalı gençlerde katılacak; onlarla beraber yaklaşık 40 kişiyiz. İlk gün sadece tanışmaya çalışıyoruz zira kaynaşmak o kadar da kolay değil çünkü oldukça kalabalığız.
Bütün bir hafta fazlaca soğuk , şehirden uzak, garip yemeklerle – yemek konusuna ayrı bir yazida değinecegim- ve tanışma, kaynaşma , takım olma oyunları ile geçiyor. Avrupa'dan gelen gençler konusunda emin degilim ama Afrikalı arkadaşlar için bu proje formal olmayan eğitim metodları (non formal learning) ile ilk karşılaşmaları dolayısı ile tüm grubun uyum sağlaması epey zaman alıyor.
Cuma günü ;29 temmuz 2011; bizim için daha hareketliydi diyebiliriz perşembe akşamı değerlendirme ile eğitimi kapadık sayılır ve cuma günü yakınlardaki bir köye gideceğiz. Yerel bir futbol takımı varmış onlarla maç organize edilmişti. Ben ve Elodie şehre doktora gittigimizden köyü pek dolaşma fırsatımız olmadı olaya sonradan dahil olduk ama diğer Türk katılımcı arkadaşlarım belki döndükten sonra ordaki durum ile ilgili birşeyler yazarlar bloga bilemiyorum... Tek öğrendigim köyün nüfusunun yüzde sekseninin çocuk olduğu ve her hafta AIDS yüzünden ortalama 3 çoçuğu kaybettikleriL Bir de aklımdan şu görüntünün çıkmayışı; kış vakti etrafta yalınayak incecik giysilerle tir tir titreyen ve çali çırpi ile ateş yakıp etrafında ısınmaya çalışan çocuklar :S
Büşra Güder
devamı gelecek
17 agustos 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder