Üniversitemin ikinci yılında Dokuz Eylül
Üniversitesi PRODEB'nin verdiği Avrupa Birliği Gençlik Projeleri hakkındaki
konferans ile başladı diyebilirim yolculuğum için. Konferansın ardından
üniversiteden mezun olduktan sonra Avrupa Gönüllülük Hizmeti yapacağım dedim
kendime. Hatta liseden bir arkadaşımla birlikte gidecektik ki Polonya ya da
Slovenya diye kararımızı da vermiştik. Tabi daha sonra kendisi üniversiteyi;
daha doğrusu okuduğu bölümü değiştirdiği için aynı anda mezun olamadık ve yola
tek başıma çıktım.
Mezun olmama aylar kalmıştı ve tabi kafamda deli sorular, Mezun olabilecek miyim? Molekül sınavında ne çıkar ki? Şimdiden bir yerlere CV mi göndersem? KPSS ne olacak? Peki askerlik? ... Kafamı kurcalayan milyonlarca sorunun içindeydim. 3 yıl önce aldığım ''Avrupa Gönüllülük Hizmeti yapacağım'' kararı hafızamın derinliklerine gömülmüş ve hiç de ortaya çıkacakmış gibi değildi. Tabi PRODEB'nin Avrupa Gönüllük Hizmeti hakkında vereceği konferansın afişini görene kadar.
Afişi görür görmez hafızam kendine geldi
diyebilirim. Konferansa gittim. Nasıl proje bulabilirim, motivasyon mektubu, CV,
ev sahibi kuruluş, gönderen kuruluş, gönüllülük nedir? ne değildir?... Her şey
tamamdı; tek sorun eğer mezun olduktan hemen sonra bir proje istiyorsam 1
mayısa kadar gönderen kuruluş ve ev sahibi kuruluş ya da bir proje bulmalıydım.
Bunun anlamı 3 hafta kadar bir zamanım olduğuydu.
İlk olarak gideceğim ülkeye karar verdim.
''Slovenya''. Küçük bir ülke küçük bir şehirde AGH yapmak istiyordum.
Slovenya'nın muhteşem doğası, komşu ülkelerinin çok yakın olması nedeniyle bu kararı
verdim diyebilirim. Motivasyon mektubu yazmalıydım ama nasıl? Burada ki
''nasıl'' sorusu mektubun ne tip bir içeriğe sahip olup olmayacağı ile ilgili
değil, adımı soyadımı söylemekten ileri gitmeyen İngilizce seviyemden
kaynaklanıyordu. Evet AGH için İngilizce şartı yok ama kuruluşların Türkçe
bilme ihtimali olmadığına göre ilk iş bu problemi çözmek olmalıydı. Kendim
Türkçe olarak hazırladığım motivasyon mektubumu sınıf arkadaşımın yardımıyla
İngilizceye çevirdik. Buradan Egemen'e sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Bu
arada kuruluşlara gönderdiğim maillerde motivasyon mektubu için yardım aldığımı
ve İngilizce seviyemin başlangıç düzeyinde olduğunu belirttim.
Gideceğim ülke belli, motivasyon mektubum
ve gönderen kuruluşum (Dokuz Eylül Üniversitesi gönderici kuruluşumdu) hazırdı.
Sırada ev sahibi kuruluş bulmak vardı ki sanırım en zor kısmı bu AGH sürecinin.
Ev sahibi ve gönderen kuruluşların listesini bulabileceğimiz bir internet
sitesi sayesinde Slovenya'daki ev sahibi kuruluşları buldum ve mail göndermeye
başladım. Bu arada bu internet sitesinde ev sahibi kuruluşların gönüllülere
sağladıkları imkânlar hakkında da bilgi bulabiliyoruz.
Kuruluşlar, beni şaşırtan bir hızda
mailimi cevaplıyorlardı. ''Üzgünüz halihazırda gönüllümüz var'', ''Bir sonraki
dönemde bir proje yapmak ister misin?'', ''Sizinle Skype üzerinden görüşme
yapmak istiyoruz'' ve içlerinden biri '' Evet bu dönemde seni gönüllü olarak
aramızda görmek isteriz. Gönderici kuruluşunun bizimle irtibata geçmesi mümkün
mü?''. Daha sonra bu kuruluş ile mailleşme sürecine başladık. Bu sefer
İngilizce seviyemin azizliğine uğradığım dakikalarda, bana yardım elini uzatan
Burcu'ya sonsuz teşekkürlerimi iletmem gerekiyor sanırım.
Son 10 gün kala ev sahibi ve gönderen
kuruluşum hazırdı. Projenin süresi, ne zaman başlayıp ne zaman biteceği
netleşmeye başlamıştı. O da nesi ? Şimdi de projenin Türkiye Ulusal Ajansı
tarafından onaylanıp onaylanmayacağını beklemem gerekiyordu. Bu bekleme
süreçleri AGH için en can sıkıcı dönemler diyebilirim. Sonunda projem
onaylanmıştı sırada vize süreci vardı. Altı aydan daha uzun bir süre
Slovenya'da kalacağım için geçici oturma iznine başvurdum. Daha önce
Slovenya'da AGH yapmış insanlardan aldığım bilgiler ışığında 3 ile 8 hafta
arasında beklemem gerekeceğini biliyordum. Tam 7 hafta oturma iznimin çıkmasını
bekledim. Her geçen gün motivasyonumu kaybettiğim bir süreçti; hatta bir ara
vazgeçmem gerektiğini bile düşündüm. (Oturma iznini beklediğim süre içerisinde
İngilizce çalışmaya başladım sonuç olarak bir şeyler konuşabilmeliyim değil mi
ama?) Sonunda oturma iznim de hazırdı. Uçak biletim 3 gün sonrasına alındı.
Uçuş saati yaklaştıkça içimde gitgide büyüyen garip bir korku ve heyecan.
Slovenya'ya ilk bakış ve ağzımdan dökülen
ilk cümle ''Bir ülke nasıl bu kadar yeşil olabilir?''. Ev sahibi kuruluşumdan
iki kişi ve kuruluştaki diğer gönüllülerden biri ki o da Türkiye'den hatta
benim şehrimden gönüllüydü, beni karşılamaya gelmişti. Yol boyunca sonradan
koordinatörüm olduğunu öğrendiğim Vladimira'nın ne dediğini anlamaya çalıştım,
inanın hiç de kolay olmadı. Kendisi eski AGH ve projesinden sonra burada kalıp
koordinatörlüğe başlamış. Bir yıl içerisinde inanılmaz diye tabir edeceğim
seviyede Slovence öğrenmiş. En büyük hayal kırıklığım Slovence öğrenemem
sanırım, ama yine de Slovence sayesinde
İngilizcenin hiç de zor bir dil olmadığını görmüş oldum.
An itibariyle projemin son bir ayını
yaşıyorum. Slovenya'daki diğer gönüllülerden gördüğüm kadarıyla verebileceğim
en iyi tavsiye '' AGH yapmak istiyorsanız, projenizi yapacağınız ülkeyi, şehri,
gönderici kuruluşunuzu, ev sahibi kuruluşunuzu, ev sahibi kuruluşun size
tanıyacağı imkânları, gideceğiniz ülke ve şehrin sahip olduğu imkânları iyi araştırmalısınız.''
olacaktır. İyi araştırmadan gelip büyük beklentilere sahip olan birçok insanın
memnun olmadığını hatta bazı gönüllülerin projesini bitirmeden geri dönmek zorunda
kaldığını söylemeliyim. Beklentilerimizi iyi ayarlamalıyız sanırım.
AGH yapmak isteyenlere Athena'dan ''Sende Yap'' şarkısını armağan ediyorum.
Çünkü yapmalısınız, gerçekten güzel oluyor.
Emre UYSAL
Slovenske Konjice,
Slovenia
05/05/2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder