Merhaba
sevgili okurlar, bu hafta yine yeni bir röportajla karşınızdayız; bu sefer tek
parça halinde;) İpek şu an İspanya’da yaşıyor, eski bir AGH gönüllüsü,
neden İspanya’da yaşadığı hakkında detay vermeyeyim, aşağıdaki satırlarda
cevabı bulacaksınız zaten:) İyi pazarlar herkese…
TREX : Merhaba İpek , önce kendini tanıtmak ister misin okuyucularımıza?
İpek: Ben İpek
Güler Caamano; 27 yaşındayım, Adana doğumluyum. Şu an İspanya’da bio istatistik
yüksek lisansı yaptıktan sonra bir bio istatistik firmasında çalışıyor; aynı
zamanda yarı-profesyonel modern dans yapıyorum. İspanya’daki kaderimi AGH yazdı
diyebilirim; onu biliyorsun zaten. İspanya hayallerimin ta kendisiydi, AGH
ile geldim, aşık oldum, evlendim ve şu an buradayım. Genel olarak dans etmek ve
çalışmak dışında tabii ki bir sonraki tutkum seyahat etmek. Her ne kadar şu an
durulmuş olsam da…
TREX: Evet ben az buçuk biliyorum ama okuyucularımız bilmiyor o
yüzden o kısmı en başa sarıyoruz; AGH’yi nereden duydun , nasıl girdi hayatına?
İpek: Ankara`da üniversite eğitimim sırasında İspanyolca’ya merak
salmış, bir kursa başlamıştım. Sonra, hiç pratik yapamamaktan ve konuşamamaktan
bunalmış ve üniversiteyi bitirince İspanya’ya gitmeyi kafama koymuştum. Dil
okulları çok pahalıydı, üstelik uzun sure kalmak istiyordum. Bir arkadaşım bana
Avrupa Gönüllü Hizmetinden bahsetti, açıkçası hiç bir şey anlamamıştım.
Nasıl başvurulur? Ne projesi? Nasıl katılacağım? Karşıma Ulusal Ajansın
Ankara’da düzenledigi AGH semineri duyurusu çıkınca hemen başvurdum ve bütün
sorularım cevaplandı.
TREX: Ne
kadar sürdü? Yani projeni bulman ve kabul alman?
İpek: Seminerden
sonra 1-2 ay içerisinde oldu, dediğim gibi tam o sırada gönüllü aradıkları için
kabul almam da 1 hafta sürdü sadece. İlk ön-kabul aldım sonra telefonla
aradılar.
TREX: O zaman
gerçekten Şanslısın; çabuk proje bulmuş ve çabuk kabul almışsın:)
İpek: Kesinlikle,
bir kere tam araştırırken o sırada gönüllü arayan projelere denk gelmem bile
bir şans. Biliyorum normalde aylar aylar sonra şu an gönüllü arıyoruz ilgilenir
misiniz seklinde mesajlar da gelebiliyor.
TREX: Sonra
vize sürecin nasıl geçti, projen ne zaman başladı ?
İpek: İşte
benim çilem de burada başlıyor, kabul alma sürecim çok sıkıntısız olunca,
mutlaka bir yerde sıkıntı yaşamalıydım ki AGH deneyimim benim için daha bir
değerli olsun:) İspanya vize surecinde en çok problem çıkaran ülke. Tam 3 ay
bekledim!
TREX: O zaman biraz projenden ve İspanya’daki
o 9 ayından bahseder misin bize?
İpek: Projem,
çocukların okuldan sonra geldikleri bir kültür ve sanat merkezindeydi. İlk
görevimiz oyun odasında çocuklarla ilgilenmekti bunun yani sıra her gönüllü
kendine özgü bir proje gerçekleştirecekti. Ben daha gitmeden projemi
hazırlamıştım, deneyimlerime dayanarak çocuklara tiyatro ve dans dersleri
verecektim. Bir ay sonra, dile ve çocuklara iyice adapte olduktan hemen sonra
kendi projeme başladım. Çocuklarla beraber iki müzikal hazırladık ve
sergiledik. Onları sahne arkasından izlemek, heyecanlarını paylaşmak müthiş bir
deneyimdi! Projem gerçekten neredeyse sorunsuz ve mükemmel geçti diyebilirim.
Tabii ki küçük sıkıntılar, zorluklar oldu. Ama hepsini hesaplayarak gelmiştim
buraya zaten:)
TREX: Peki projen
bitti ve döndün mü ? Hikayenin ilginçleşen kısmı ne zaman gelecek?
İpek: Projem
biter bitmez önce dönmek zorunda kaldım tabi ki çünkü İspanya’da kalma iznim
bitmişti. Ama projem sırasında kader ağlarını ördü, aşık oldum ve güzel bir
ilişkim oldu. Dolayısıyla arkamda birini bıraktığım için çok üzülüyordum. Sonra
O Türkiye’ye geldi hemen arkamdan:=) Evlenme teklif etti. Her şey çok hızlı
gelişti, evlendik ve ben tekrar yasadığım yere döndüm. Şimdi 2 sene oluyor
tabi, hem evlendim hem de master diplomamı alıp çalışmaya başladım burada, yani
hayatımı kurdum bile artik . Tabii geleceğin ne getireceği belli
olmuyor, bizzat yasayarak öğrendim ama şimdilik AGH ile geldiğim yerde bambaşka
bir hayatım var:)
TREX: Şimdi o bambaşka olan hayatından bahsetmek ister misin bize? Merak ettim:) Eminim okuyucularımız da merak ediyorlardır.
İpek: Öncelikle, AGH ile geldiğimde her şeye çok daha
farklı bir açıdan bakıyordum, kısıtlı zamanımı en iyi şekilde değerlendirmek,
sanki yarın her şey bitecek ve ben hiç bir şey deneyimleyemeyeceğim gibi
yaşamak gerekiyordu. Simdi düzenli bir hayatim var ve yarın da burada olacağımı
biliyorum. O yüzden bakış açısı farklı oluyor, "ben artik buradayım"
diyorsun. Türkiye’dekinden zaten farklı bir hayatin oluyor. Çünkü her şey yeni,
her şey değişik, sen de burada hayatını kurmak istiyorsan ayak uydurmalısın:)
Ben İspanya’yi, kültürünü, insanlarını, iş hayatındaki informal ama ayni
zamanda karşılıklı saygı duyulan ortamı çok seviyorum. Sürekli bir
"fiesta" ortaminda yaşamak güzel ve eğlenceli:) Fakat yine gülün
dikenine gelirsek, ailemi, arkadaşlarımı çok ama çok özlüyorum. Bazen bu mzlem
katlanılmaz oluyor. Melankolik oluyorum, sonra toparlanıyorum:=)
TREX: Mutlaka zor yanları olmalı onu kabul
ediyoruz tabii ki , diğer yandan iki farklı kültürün bir arada yaşama hali var
aynı ev içinde , mutlaka değişik anlar, komik ilginç enstantaneler vardır
bizimle paylaşmak istediğin ?
İpek: İki farklı
kültürün ve dilin ayni evde yaşaması hem de karı-koca olarak kulağa zor geliyor
önce:) Ama biz Borja’yla güzel bir ortak noktada buluştuk galiba, o Türkleşti
ben İspanyollaştım. Onun dışında mesela kocanızla oturup Cem Yılmaz izlemek
istiyorsunuz, olmuyor:) Başka bir sıkıntı yok:) Komik enstantaneleri her gün
yaşıyoruz diyebilirim, Borja’ nın Türkçe konuşmasıyla benim de bazen
İspanyolca’ya yeni kelimeler katma çabalarımla:) Kardeşimin bize enstantane
yaratma çabalarını da göz ardı etmemek lazım, Borja’ya maço bir Türk erkek
nasıl olur öğretiyor, ama Borja’da komik duruyor tabii, başarılı olduğunu
söyleyemeyeceğim:)
TREX: Bence
başarılı olamamış olması güzel haber değil mi? O zaman size ömür boyu eğlenceli
mutlu yıllar dileyerekten AGH deneyimine dönüyorum. Klasik bir soru ama olmazsa
olmaz da bir yandan; AGH yapmak isteyen gençlere mutlaka vermek istediğin
tavsiyeler vardır?
İpek: Evet:) Daha önce de söylediğim gibi birincisi ve en
önemlisi, gidecekleri ülkeye ve yeni bir maceranın heyecanına kapılıp proje
seçiminde yanlışlık yapmasınlar, maalesef alışamayan, yapamayan bir çok insan
oldu. Öncelikle başvuracağınız projenin ayrıntılarını, incelemelerini tavsiye
ediyorum, Avrupa Komisyonu’nun veri tabanında (http://ec.europa.eu/youth/evs/aod/hei_en.cfm) mevcut hepsi. Bir de mutlaka ev
sahibi kurulusuyla iletişime geçmeliler. Daha sonra projeye bir kere
başladıktan sonra küçük sorunları görmezden gelip, tabii ki maceranın tadını
çıkarmalarını tavsiye ediyorum, her küçük sıkıntının arkasından, büyük bir deneyim
ve güzel bir macerayı tamamlayacak mükemmel anılar geliyor. Yeter ki bunları
aklımızdan çıkarmayalım:)
TREX: Hadi son bir soru daha sana, söylemezsem çatlarım dediğin
bir şey var mı?
İpek: Hmmmm bilmem:)) Buradan AGH yaş sınırını geçmemiş herkese sesleniyorum
o zaman bu fırsatı kaçırmayın, zincirlerinizi kırın ve AGH yapın!!:)))))
TREX: Facebooktan takip ettiğim kadarı ile biliyorum orada da bir
şeyler yaptığınızı; ülkemizde olanlar hakkında ne düşünüyorsun? Oradakilerin
tepkisi nasıldı eşinin mesela?
İpek: Biz 26
Mayısta tatil için Türkiye’ye geldik ve geldiğimizin ertesi günü olaylar
başladı. Dolayısıyla eşim de bende bizzat içinde şahit olduk her şeye Adana’da
ve Ankara’da eylemlere katildik Borja zaten Türkiye’nin gündemi ile yakından
ilgileniyordu O da bizimle sokaklarda bağırdı:)) Döndüğümüzde de burada bir
şeyler yapmaya çalıştık sokakta küçük bir fotoğraf sergisi düzenledik sonra
röportaj yaptılar İspanyol tv’sinde. Kısacasi eşim de ben de olaylarla yakından
ilgiliyiz eylemlere destek veriyoruz tüm kalbimizle; bir de şunu söylemek
istiyorum çok önemli;
Eskiden ülkemde olup bitenler yüzünden çok umutsuzdum simdi
burada bir gün istersem döneceğim güzel insanlarla dolu bir ülke var bunu
gördüm ve daha rahatım ve umutluyum su an:)
TREX: Paylaştıkların çok teşekkür ederiz İpek.
Büşra Güder, Temmuz 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder