6 Ocak 2013 Pazar

Thessaloniki; Many Stories, One Heart

Bir Pazar keyfi röportajı daha sevgili okurlar;


TREX:  Evett sanırım bu yaptığımız en taze röportaj olacak; Sezgi Selanik’ten daha bu cuma döndü biz de hemen yakaladık kendisini ve dedik ki okuyucularımızı deneyimlerinden mahrum bırakamazsın. AGH si biliyoruz ki pek hareketli geçti. Ne dersin Sezgi nereden başlayalım?

 Sezgi:  Pek sancılı geçen AGH başvuru sürecimden başlayalım mı? 

 TREX: Evet buyrun?


Sezgi: 2009 yılında tesadüfen AGH'den haberdar olduğumdan beri hep aklımda başvurmak vardı ama sanırım motivasyon mektubu yazmanın stresi olsun, Europass CV formatının cana yakınlığı olsun 2010 yılına kadar bir türlü başvuru yapamamıştım. 2010 yılında profesyonel olarak çalışmaya başladığımda iş hayatının stresi vs derken topladım bütün enerjimi yaptım başvurumu. Sıkıntılı olanın başvuru ya da kabul değil, kabulden sonra faaliyete başlamak olduğunu bilmiyordum o zamanlar tabii… 

2010 Mart ayında TREX EVS'ten harika bir mail aldım, sonunda hayallerim gerçek olmuştu ama sanırım mailde küçük bir detayı atlamışım, proje kabul edilirse faaliyete başlama tarihim 2012 Ocak olarak görünüyordu. Sonrası malum, 10 ay yüreğim ağzımda "acaba proje kabul edilecek mi? 10 nasıl beklerim? ya Ocak ayında artık gitmek istemezsem? "



TREX: Oldukça uzun bir bekleme süreci olmuş :/

Sezgi : Evet, işin kötü tarafı Ocak ayında işten ayrılamadım, projeme ancak 1 Şubat'ta başlayabildim. Tam 11 ay sonra:( 

TREX: Daha da uzun sürdü yani, ya sonra peki?

Sezgi: Sonra projeye başladım; o kadar bekledikten sonra projeye başlayınca insan her şeyin bir anda değişeceğini sanıyor, beklentiler yükseliyor tabii. Selanik'e indiğim ilk sabah içimde havai fişekler patlıyordu, tamamen farklı değişik bir deneyim olacağını zannediyordum ki tren istasyonunun yakınında simitçi görene kadar. 
İlk önce bana şaka yapılıyor zannettim:)
Sonrası malum, şehire hemen ısındım, ev sahibi kuruluşumla sağlam bir ilişki geliştirmeye çalıştım ve netice olarak 1 ayın sonunda normal hayata dönmeyi başardım.

TREX: Bir ay çok iyi süre aslında, daha uzun da sürebiliyor bazen, peki Yunanistan özel bir tercih miydi senin için?

Sezgi: Eğer Aris gibi bir patronun varsa o süre 10 güne kadar bile inebilir.
TREX: Evett söz yine Aris e geldi, ne zaman gelir diye bekliyordum :)  Çok sanslısın onunla calıştıgın için değil mi?
-bakınız eski yazılarımızdan birinde; gönüllümüz Meriç   "Dünyanın en iyi mentorü" demiş Aris için:)-

Sezgi : Aaa Aris dünyanın en iyi patronu, arkadaşı her şeyi. Adam ağladı ya havalimanına bırakınca beni.
cidden çok yakın arkadaş olduk ben de anlamadım çok fazla şey paylaştık beraber, valla ağlıcam şimdi yıne:(
Aslında ben bile neden Yunanistan'ı seçtiğimi bilmiyorum ama sanırım bilinç atımda çok farklı bir ülkeye gidip çok farklı bir kültüre alışmaya çalışmakla kendimi riske atmak istemedim.

TREX:  Demek bilinçaltında riskten kaçtın?

Sezgi: Sanırım yoksa o kadar başka proje varken Selanik için 11 ay beklememin başka açıklaması olamaz 
Bir de sanırım Aris ile ilk Skype görüşmemizde kendimi çok enteresan hissettim. Hani bazen hissedersin ya, tamam burası olmalı gibi, öyle bi'şey.

TREX : Selanik’e adım attın.. Kaç ay kaldın orada, projen ne ile ilgiliydi? Neler yaptın başla bakalım anlatmaya…


Sezgi: Selanik'te tam 10 ay kaldım. Aslında benim projemin süresi 8 aydı ama USB (United Socities of Balkans)  ile anlaşarak projemi 2 ay daha uzattık. Ofisteki ilk haftamda mentorum Olympia bana " Evet Sezgimou, söyle bakalım ne yapmak istersin?" diye sordu.
Projem medya ve iletişim konulu olduğu ve benim de konu ile ilgili az çok ilgim ve bilgim olduğu için ilk başlarda USB, Gençlik Programı tanıtımı, Gönüllülük ve Aktivizmi gençler arasında yaygınlaştırmak konulu projeler üretmeye çalıştım.
Sonra Nisan ayında Aris bana Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen “Balkans; A Minorities Puzzle” adlı belgesel projesinden bahsetti.
Proje kapsamında 6 Balkan ülkesini gezmek, Balkanlardaki Azınlıklar ile ilgili bir belgesel çekmek ve proje sonunda bir de kitap yazmak gibi 40 yıl düşünsem aklıma gelmeyecek şeyler  yapmamız gerekiyordu.
Aris "Gitmek ister misin?" diye sorduğunda teklifin üzerine atladığımı söylememe gerek yok sanırım:)
Nisan ayında gerekli hazırlıkları yaptık ve Mayıs ayında yola çıktık.

TREX: Kulağa çok heyecanlı geliyor.

Sezgi : Harika bir deneyimdi!
O andan itibaren Aralık ayına kadar tek yaptığım projenin hayata geçirilmesi, aktivite, final raporları, kitabın yazımı gibi işlerle uğraştım.

TREX: Yani, proje tamamlandı öyle mi? Çıktılarına ulaşabiliy miyiz acaba?

Sezgi : Evet proje beklediğimizden de iyi oldu hatta kitap şu an grafik tasarımcının emin ellerinde, basıma girecek halinin tasarım sürecinde, belgeselin de çok ufak bir işi kaldı. Belgesele Aralık ayı sonuna Youtube'dan, kitabın bir kopyasına da yine Aralık ayı sonunda benden, TREX EVS'ten ya da USB'nin kütüphanesinden ulaşabilirsiniz. Bunun yanında kitabı internette e-book formatında da yükleyeceğiz

TREX:  Harika tabii ki biz de Trex olarak paylaşacağız bunu:)

Sezgi : Teşekkürler:)

TREX: Valla soru sormayı unuttum sen ne de güzel anlatıyorsun, zaten blogunu da takip ettik EVSin boyunca;)

Sezgi : Biraz da USB'de hayattan bahsedeyim mi o zaman?

TREX: Evet neden olmasın.

Sezgi: Şimdi efendim ben USB ailesine katıldığımda benimle beraber eski gönüllülerden Burak ve Aydan da oradaydı. Adeta küçük bir Türk köyümüz vardı  Bunun yanında ev arkadaşlarım Liisi (Estonya) ve Llogari (Catalunya) da bizimleydi.
Mentorumuz da dünya tatlısı Olympia Datsi idi.Sanırım çok kalabalık olmadığımız için herkes kocaman bir ailenin üyesi gibiydi, bu harika insanlar sayesinde alışma sürecim çok hızlı ve eğlenceli oldu.
Evimiz ise tam bir olaydı zaten, ufacık ama sıcacık:)
Bunun dışında bir sürü yerel gençle tanıştım, hayatımın en keyifli 10 ayını geçirdim



TREX: cok klasık olacak ama ben yıne de cok merak edıyorum projen boyunca basına gelen en ılgınc seyı bızımle paylaşırmısın ?

Sezgi: EVS boyunca başıma birden fazla ilginç şey geldi aslında:)

TREX: Tahmin edebiliyorum..



Sezgi: Tüm bu Balkanlarda belgesel çekme, kitap, düşük bütçeli Avrupa seyahati, kurduğum sağlam arkadaşlıklar, bir süre yaşadığım post modern hippi hayatı...
sanırım her şey çok ilginç, çok yeni, çok alışılmadıktı benim için…

TREX:  AGH yapmak isteyen gençlere tavsiyelerini alsak?

Sezgi: Yapmak istemekle kalmasınlar, kesinlikle yapsınlar
İnsanın hayatına uzun bir süre ara vermesi, başka bir ülkede yaşama fikri vs. bunlar ilk başta korkutucu gelebilir ama inan Büşra yaşadığım tüm güzelliklere bakıyorum da
İyi ki Selanik'e gitmişim, iyi ki istifa etmişim, iyi ki kendime bir şans vermişim diyorum.

TREX: Vee son bir şey bizim için AGH yi 3 kelıme ıle anlatsan ne dersin?

Sezgi: AGH; Deneyim, Eğlence, Gönüllülük

TREX: Çok teşekkürler paylaşımların için darısı diğer gençlerin başına..

Sezgi Şahin- Büşra Güder 2012 Aralık



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder