Merhaba,
Ben Melike. TREX(Eski AGH Gönüllüleri Derneği)’in gönderen kuruluşum olduğu 12 aylık bir projeyle
geçtiğimiz Ekim ayı sonuna kadar Lizbon’da gönüllü olarak bulundum. Şimdiye
kadar EVS deneyimimle ilgili birşey yazmadığımı farkedip, bunu en çok hakeden
kürsü olarak TREX’in sayfasında paylaşılmak üzere birkaç cümle yazmaya karar
verdim.
“Aman efenim AGH (EVS) şöyle güzeldir, böyle iyidir”li cümleleri direkt
geçiyorum, zira bunda hemfikiriz sanırım. Benim söyleyeceklerim daha çok
sürecin öncesi, proje esnası ve sonrasında yaşananların kısa bir özeti
niteliğindedir.
Ben yaklaşık 9 ay proje aradıktan sonra istediğim (ve beni isteyen) projeyi
buldum. Proje arama sürecinde kendimce belirlediğim kriterler vardı: Öncelikle
ne yapmak istediğimin cevabı daha geniş olduğundan ne yapmak istemediğime karar
verdim. Çocuklarla ve engellilerle kendimce bazı nedenlerden ötürü
çalışamayacağımı biliyordum. Proje ararken buna çok dikkat ettim. Ayrıca, her
türlü imkana kolayca ulaşabileceğim büyük bir şehre gitmek istiyordum, bu
köyleri ve kasabaları (şehre yakın olmadıkları sürece) eliyordu. Daha sonra, günlük
hayatta ekonomik olarak beni zorlamayacak bir yer olmalıydı, zira daha çok ülke
içinde, mümkünse de yurtdışında gezebildiğim kadar gezmek istiyordum. Bu,
Almanya-İngiltere-Fransa-İsviçre-İsveç-Norveç gibi ülkeleri eliyordu. Doğu
Avrupa’da daha önce yarım yıl kadar yaşadığım için önceliğim Akdeniz
ülkeleriydi (İtalya-İspanya-Portekiz-Yunanistan) fakat yine de Doğu Avrupa
ülkelerinde de birçok proje başvurusu yaptım. Yunanistan için KKTC konusu vizede
sorun çıkarır, gel sen vazgeç dediler; onu da eledim. Kaldı geriye İtalya,
İspanya, Portekiz ve Doğu Avrupa ülkeleri. İtalya ve İspanya’da da birkaç
şehrin oldukça pahalı olduğunu bildiğimden ancak bazılarına başvurabildim. Sonuç
olarak bir gün Lizbon’daki bu projeye başvurdum ve TREX(Eski AGH Gönüllüleri Derneği) ile evsahibi
kuruluşumun önceki deneyimlerinden ötürü kolayca kabul edildim. Ha proje
istediğim/ev sahibi kuruluşun söylediği gibi mi çıktı? O ayrı bir konu başlığı J
Derneğin beni kabul etmesiyle bitmedi tabi, daha önemlisi UA tarafından
projenin bütçesinin onaylanması gerekiyordu. Bir kaç aylık bekleyişten sonra
beklediğimiz haber geldi ve böylece vize için gerekli belgeleri toplamaya
başladık, malumunuz onlarca sayfalık bir dosya vardı en son elimde. Ha sorunlar
çıkmadı mı vize sürecinde? Çıktı tabi, hem de tahminimce birçok insanın
yaşadığından daha büyüktü sorunum. Kıbrıs’taydım bu da istedikleri belgelere
ulaşmamın zor olduğu gerçeği bir yana, vizeye başvuru ve teslim almak için
Ankara’ya gidecek olma zorunluluğumun olması demekti. Ama AGH (EVS) yapmak için
motivasyonum o kadar yüksekti ki tüm dezavantajları biraz da şansın ve TREX-EVS(Eski AGH Gönüllüleri Derneği)’in
sorumluluğu yardımıyla kısa sürede avantaja çevirebildim.
Peki daha sonra ne mi oldu? Vizemi aldım ve hayatımın en güzel
hikayelerinden birini daha yazmaya başladım. Çalıştığım dernek AB projeleri
düzenleyip aynı zamanda katılımcı bulan bir dernekti. Projede çok aktif olarak çalıştım dersem
yalan olur; fakat yine de şartlar
dahilinde bir yıl boyunca yapabileceklerimi zorladım ve şimdi geriye dönüp
baktığımda onlarca yüz gülümseten anım olduğunu görüyorum.
Bir de işin pek de gülümsetmeyen boyutu olabiliyor arada. Diyelim ki
derneğinizle ilgili bazı problemleriniz var. Ne yapmanız gerektiği ayrılış
öncesi eğitimde detaylıca anlatılsa da iş pratiğe döndüğünde süreci unutmuş
olabiliyoruz. İşte ben de bu konuda kendi örneğimi vermek istiyorum: Proje
sırasında diğer gönüllülerle birlikte yaşadığımız bazı sorunları çözmek adına
dernek tarafından ara ara bizlere verilen “değerlendirme”leri ve en önemlisi projenin
ortalarında aldığımız eğitimdeki formları detaylı bir şekilde doldurduk. Her
birimiz gönderen kuruluşuyla da iletişim halindeydik. Normal şartlarda bağımsız
bir mentörünüz oluyor (ki benim yoktu) ve ilk adımda ona danışmanız gerekiyor.
Peki sorunlarımız çözüldü mü hemen? Hayır, hepimiz projelerimizi öyle ya da
böyle tamamladık. Fakat ne oldu sonrasında? Yeni gelen gönüllüler grubu (ki ben
hala oradaydım) daha bilinçli olarak kontrolü başından ele aldılar. Ve gerek
geçmişte bizlerin şikayetleri, gerekse onların güncel şikayetleriyle birlikte
evsahibi kuruluşumun akreditasyonu şu anda askıya alındı, dolayısıyla dernek şu
anda herhangi bir proje yürütememekte. Bu da böyle bir detay olsun, olur da
hoşgörünüzü aşacak sorunlar yaşarsanız mutlaka üzerine gidip bu konuda
üzerinize düşeni yapın diye söylüyorum.
Peki proje bitince ne mi oluyor? Kuvvetle muhtemel dönmek istemiyorsunuz,
zira o kadar güzel anılar biriktirmişsiniz ki bu dönem hiç bitmesin
istiyorsunuz. Ama yok öyle, siz gideceksiniz ki bir sonraki genç bu fırsattan
yararlanıp güzel arkadaşlıklar kuracak, yeni yerler görecek, yeni kültürler
tanıyacak, kendini farklı bir yönden tanıma şansını elde edecek. Proje
sonrasına da biraz burukluk ve final raporu ve gerekli belgelerin hem ev sahibi
hem gönderen kuruluşa teslim edilmesi kalıyor. Sonra “iyi ki de yaptım” diyerek
geri dönüyorsunuz, herkese öve öve bitiremeyip en az bir kaç kişinin AGH (EVS) yapmasına ön ayak oluyorsunuz.
Anlaşıldı. Tamam.
Not: Lizbon, Portekiz ya da EVS ile ilgili merak ettiklerinizi seve seve
yanıtlayabilirim; tabi ulaşması oldukça kolay bir bilgi olması halinde ukalaca
bir kaç satır ve bir link yollayıp sizi bozabilirim de. Bende Trex-Evs (Eski AGH Gönüllüleri Derneği) sabrı yok
malesefJ (melikekalkan@gmail.com)
Melike Kalkan
Portekiz Eski-AGH Gönüllüsü
Portekiz Eski-AGH Gönüllüsü
kafamda geniş bi izah oluşturdun. tamam artık sana soru sormicam
YanıtlaSil