31 Ağustos 2009 Pazartesi

BİR AVRUPA GÖNÜLLÜSÜ HİKAYESİ - Avrupa Gönüllü Hizmeti ile Tanışma...

Her şey 2001 yılının Ekim ayında öğrencisi olduğum Dokuz Eylül Üniversitesi’nin “Dış İlişkiler” birimi tarafından organize edilen “Euro-Med” eğitiminde başladı. Daha o zamanlar Türkiye’de gençlik çalışmaları farklı kulvarlarda devam ediyordu ve şu andaki gibi yaygın değildi. O dönemde bu çalışmalarda bulunmuş olan Gülesin Nemutlu ve Sener Ünal, “Genç Anlayış ve Değişim” derneğinin de desteği ile eğitimin sorumlularıydılar.
Euro-Med kapsamında eylem-1, eylem-2 ve eylem-5 bizlere anlatıldıkça ve bizler neler yapılabileceğini gördükçe yeni dünyalara adım atmanın keyfini yaşıyor ve acaba nasıl olur, olur mu vb. gibi soruları basit bir öğrenci kulübünde çalışan gönüllü gençler olarak kendimize sormaya başlıyorduk. İşte aslında ilk o zaman eylem-2 ve Avrupa Gönüllü Hizmeti ile tanıştım, ve o zamandan karar verdim, Avrupa Gönüllüsü olmalı, farklı ülkeleri görmeli ve hayatımda yeni ufuklar açmalıydım.


Bu eğitimden hemen sonra başlayan Euro-Med ve Gençlik aktiviteleri çalışmalarımız birçok projeye katılımcı olmamızı ve aynı zamanda yeni projeleri yapmamızı sağladı. Bu sırada çeşitli ülkelerden kontaklarımız oluşmaya ve farklı teklifler almaya başlamıştık. Özellikle 2004 yılında Türkiye’nin de GENÇLİK programı ülkesi olması bizlerin işlerini çok daha kolaylaştırdı. Bir yandan GENÇLİK programı kapsamında “Su için(de):Allianoi” adlı eylem-1 projesi organize edip, diğer yandan da deneyimlerimizi arttırabilecek kontak bulma seminerlerine katılıyorduk. Grubumuzdan (şimdi eşim olan) Deniz Kovancı’nın Almanya’da AGH yapma imkanı oluşunca hemen 2001 yılında kendime verdiğim sözü hatırladım ve benim için çok zor gözüken süreçlerin aslında çok da zor olmadığını gördüm. Deniz katıldığı bir seminerde bir kurum ile tanışmış ve o kurum Deniz’i AGH yapmaya davet etmişti, Almanya’da yapılabilecek bir AGH çok keyifli olabilirdi, hem orada daha önce Euro-med programı kapsamında gitmiş olan gönüllüler de vardı. 1 Nisan 2004’de yeni program üyesi olan Türkiye için her hangi bir başvuru alınamadı fakat 1 Haziran 2004 dönüm noktası olabilirdi. Gerek çeşitli e-gruplardan, gerek Avrupa Birliği’nin resmi AGH sitesinden 25 Mayıs’da başlayan ev sahibi arama süreci beni az daha Polonya’da AGH gönüllüsü yapacakken, son anda başka bir kontağımızdan gelen proje teklifi ile Almanya’da AGH yapma imkanım oluştu. Karşılıklı yapılan ön anlaşmalar, imzalamalar, bütçeleme süreci ve İşletme Fakültesi Mezunlar Derneği’nin desteği ile beraber hem Deniz’in hem de benim AGH maceramız başlamış oluyordu. 1 Haziran’da başlayan başvuru süreci ile birlikte artık geriye heyecanla onayı beklemek kalıyordu

Bir yandan üniversiteyi bitirmenin kaygıları – yüksek lisans mı yapmalı, askere mi gitmeli, farklı alternatifler olabilir mi – diğer yandan Avrupa’da bir sene yaşama ve ufkumu genişletme imkanı ve bunlara dair düşünceler bir çok farklı olanağı değerlendirmeme neden oldu. Üç ayrı yere yüksek lisans başvurusu, Gençlik Servisleri Merkezi’nin organize ettiği Gençlik Kampında liderlik yapmak, gerçekleştirdiğimiz “Su için(de):Allianoi” eylem-1 projesinin final raporunu yetiştirmek ve mezuniyet işleri derken Ağustos’un ortalarına doğru AGH sürecim kesinleşti. Eylem-2 uzmanlarından Hür Bey ile yapmış olduğum telefon konuşması hala bire bir aklımdadır. Almanya’dan projenin kabul edildiğine dair gelen bildirimden sonra Türkiye Ulusal Ajansı da projeyi onaylamıştı. 1 Ekim 2004 – 1 Ekim 2005 tarihleri arasında Almanya’da Thüringen bölgesinde 100 kişilik bir köyde Bildungswerk Blitz e.V. kurumuna ait olan bir seminer evinde gönüllü olacaktım. Evet, belki koşulları çok da hayalimdeki gibi değildi ama Almanya’da olacaktım, Almanca öğrenecektim, ve Avrupa Gönüllüsü olacaktım. Ağustos sonunda yüksek lisansa kabul edildim ve kaydımı dondurdum, hemen ardından gerekli vize ve bilet işlerini hallettim. Vizemin 14 Ekim’de gelmesi sonucu 16 Ekim’de Almanya’ya doğru Deniz ile beraber İzmir’den uçağa binerek yola çıktık.



Ozan N. Alakavuklar
1 Ekim 2004 – 1 Ekim 2005 Jugendbildungsstaette Hütten ALMANYA

1 yorum:

  1. Aradığın, senin için gerçekten önemli bir şeyi bulmak istiyorsan önce aramayıp da bulduğun önemsiz şeyleri sahiplenmekten vazgeçeceksin...

    demis birileri..

    ne iyi etmissin de yurumeyi secmissin...

    YanıtlaSil